10 Nisan 2009 Cuma

Kıskanmak




Nahid Sırrı'nın romanının niye bu kadar kıyıda kenarda kaldığını bilmiyorum. "Abdülhamid düşerken" belki tarihi-siyasi roman olduğundan belki sinemaya aktarıldığından genelde bilinir de "iyi edebiyat" yaptığı "Kıskanmak" romanı bilinmez çok fazla. Aslında kitap üzerine de atıp tutabilirim ancak kitabı okuyacak olanların zevklerini piç etmemek, kitabı okumayacak olanların da filmi ağız tadıyla izlemeyebilmeleri adına ukalalık yapma hakkımdan feragat ediyorum.

Kitabı, Zeki Demirkubuz sinemaya aktarıyormuş. Kitap, doğru sinemacının eline düşmüş bence. Yönetmen de kitaba tamamen sadık kalarak, hikayeyi 1930'ların Türkiyesinde kuruyor; Zeki Demirkubuz elinden çıkma bir dönem filmi geliyor yani. Zeki abimiz için de yeni, yüksek prodüksiyonlu bir dönem başlamış oluyor böylece. Altından kalkacağına şüphem yok. Ancak film üzerine tek korkum Berrak Tüzünataç. "Kader" az daha Vildan Atasever'in elinde heder oluyordu ki esas oğlan (ufuk bayraktar) Vildan'ın berbat oyunculuğunu da sırtına alıp, filmi taşıdı. Çekirge iki kere sıçrar mı emin değilim. Başrolü de (Seniha rolünü) Nergis Öztürk'e vermiş. Ablamız 1980 doğumlu olduğu ve Seniha karakteri için güzel kaçtığından yukarıdaki gibi makyajla yaşlandırıp çirkinleştirmişler. Yine de Seniha rolü için yaşı daha büyük ve güzellik iddiası olmayan bir oyuncu tercih edilebilirdi. Zira romandaki Seniha çok daha çirkin çizilmişti (bkz: relativity) Böyle bir seçimin sebebi belki de Berrak'ın hırpalayacağı filmi kurtarmak için tiyatro kökenli genç bir oyuncuya dayanarak bu soruna yama yapmaya çalışılmasıdır. Anlaşılan o ki, geçen filmde tutan formülü, bu sefer Nergis Öztürk üzerinden tutturmaya çalışıyor Zeki abimiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder