5 Ekim 2009 Pazartesi

Demiryolu hikayecileri


Birkaç post altta, Tedirgine'nin Bursaspor-Diyarbakırspor ile ilgili yazdığı yazıya meze olmuştu Adana Demirspor-Livorno maçı. "Demiryolu işçilerinin takımı demirspor"un bu kimliği yenice mi icat edildi, maziden mi bulup çıkarıldı yoksa biz mi adamlara bok atıyoruz diye bir muhabbet dönmüştü. Yenice okumaya başladığım, Tanıl Bora'nın editlediği "Futbol ve Kültürü" kitabında tam da Demirspor'un mazisi üzerine bir makaleyle karşılaşınca, şu sorunun cevabını vereyim dedim. Blog'u takip eden demirsporlu olmadığına göre tehdit almayacağımı varsayarak kulübün nasıl ortaya çıktığını özetleyeyim.
"Adana futbolu denine akla gelen ilk isim Adana Demirspor, benzeri pek çok spor kulübü gibi varlığını 1940 tarihli 'Sivil savunma Mükellefiyeti' kanununa borçludur. Bu yasa, 500 kişiden fazla eleman çalıştıran kamu ve özel sektör kuruluşlarına spor kulübü kurma yükümlülüğü getirmekteydi. Adana Demirspor da 1940 tarihinde TCDD 6. işletme müdürü Eşref Demirağ'ın önderliğinde kurulur. Takım gücünü tabîi üye TCDD personelinin mecburi ödentili konumundan alır."
Demek ki neymiş; Demirspor, demiryolu işçilerinin biraraya gelerek kurduğu, ideolojik bir zemine sahip, devrimci bir takım değil, devletin sporu kitleselleştirmek adına çıkardığı bir yasa çerçevesinde, devlet eliyle kurulan, demiryolu personelinin ise mecburi olarak iştirak etmek zorunda olduğu bir kulüpmüş. Bugün, "sahip" olduğu kimliği nasıl devşirdiği sorusunu da sosyologlar cevaplasın, ben tarihçiyim :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder