25 Haziran 2010 Cuma

İkinci Tur Başlarken


Başlayan derslere ve aradaki zaman farkına lanet ederek kaçırılan son grup maçlarından sonra kimilerinin 90, olmadı 120 dakika ve ötesini izleyebileceğim ölüm-kalım maçları nihayet başlıyor. Kupa öncesi tahminlerinin fkri takibini yapmak gerek biraz esasında. Gerçi herhangi bir yerde "Tedirgine'den İddaacılar için müthiş Dünya Kupası tahminleri" yollu yayınlamışlığım olmadığından, burada, gruplardan çıkmayı başarmış tüm takımları bilmiş havası yaratabilirim; ama memur zihniyetli dürüstlük aksini gerektirir. O nedenle;
1) Sırbistan hem benim için hem de kupa öncesi kendilerini en "favori sürpriz!" olarak gören binlerce futbol takipçisi için turnuvanın Fransa ve İtalya ile birlikte büyük fiyaskosudur. Krasiç'e, Vidiç'e, Stankoviç'e ve hepsinden çok, kurt diye, çakal diye pışpışladığımız Radomir Antiç'e güvenen ağzımız lal olaydı, "Sırbistan yarı finale kadar gider hacı" diyen dilim kopeydi.
2) Şampiyonluk adayım turnuva başlamadan önce biraz Capello yüzünden biraz da kalbi iktişaf yoluyla İngiltere'ydi. Facia geçen ilk iki maç sonrasında Slovenya maçında biraz toparlanmış olduklarına dair sağda solda yorumlara rast geldim, sevindim. İngiltere'nin hala arkasındayım. Almanya'yı geçeceklerini tahmin ediyorum. Zira bu Almanya, genç, dinamik, multi-etnik ve kültürel, yakışıklı futbol oynamaya çalışan bir takım olarak değişim gösterip güzel de yapmakla beraber sanki Almanya'yı Almanya yapan o katı, kendine güvenen, geride olsa bile geri dönebileceğini hem seyircilere hem de rakibine hissettiren sinir takım hüviyetini kaybetmiş gibi geliyor. İngiltere için sorun Arjantin olacak; ama Messi'yi şu turnuvada en çok rahatsız edebilecek oyun ve oyuncu kimliği İngiltere'de olduğundan ve böylesi turnuvalarda gruplara tatmin etmeyecek şekilde başlayıp yavaş yavaş açılan takımların daha başarılı olduğu gerçeğinden hareket ederek İngiltere'nin final şansını her şeye rağmen yüksek görüyorum. Allah utandırmasın.
3) Slovakya'nın turnuvanın sürprizlerinden biri olacağını tahmin ediyordum, gerçi sürprizi gittiler İtalya'yı son maçta saf dışı bırakıp yaptılar ve iki post altta Cannavaro için yaptığım "bu turnuvada da bir yarı final göreceğine inanıyorum" şeklindeki yorumumu bir güzel piç ettiler. Neyse, helali hoş olsun; koskoca Lippi kurtaramadı kadayıf İtalya'yı ben mi kurtaracağım yorumlarla burada? Hollanda karşısında şansları var tabii ki, ama Robben'in hazır kıvama gelmesi, henüz bir numarasını göremediğimiz Hollanda'nın, hanesine, 2. turu geçip sonrasında nalları diktiği bir başka turnuva eklemesi için önemli bir faktör.
4) Sürpriz noktalara gelebileceğini umduğum İsviçre, İspanya galibiyetiyle koltuk altlarımı hafif kabartsa da sönmesi çok hızlı oldu. Avrupa-merkezcilik, tarih ve bilumum sosyal bilimde sorunlu olduğu kadar futbolda da sorunlu işte! Şili'nin, Gana'nın, Güney Kore'nin ne menem futbol oynadığını ve oynamaya çalıştığını göremiyorsun. Brezilya, Tim Duncan kıvamında bir takım ama Şili, Duncan'a zor anlar yaşatacak genç delişmen pivotlar gibi olacaktır. Ne var ki Duncan panyalı atışlarıyla götürür muhtemelen. Muhtemel bir Brezilya-Hollanda çeyrek finalinin, futbol dilencilerinin bu iki takımın isimlerine ve futbol geleneklerine güvenerek "Yalçın ne maç oluyor ama!" diyecekleri bir maç olmasını ben de isterim; ama aksine, bir hayli keyif kaçırıcı olacağı kanaatindeyim. Hadi Dunga, Duncan zihniyetli bir adam, onu daha önceden de biliyorduk da Hollanda milli takımı ne diye kendisine Lucescu'yu alır mürşid olarak?
5) Yine de turnuvanın en heyecan verici takımının ABD olduğu konusunda ısrarcıyım. Talihleri de yaver giderse yarı finale yürüyeceklerine inanıyor, dahası bunu istiyorum da. Buralarda pek de bir coşku yok ABD Dünya Kupası'nda fırtınalar estiriyor diye. Ama yarı finale çıkabilirlerse her şey değişir, sokaklar-meydanlar, Avrupa'da, Asya'da dev ekranlar önünde maçları takip eden binlerce insan resmine bürünebilir. Oralardan el sallarım muhakkak.
6) Uruguay kalan 16 takım içinde elenmesini can-ı gönülden istediğim tek takım. Çirkin bir futbol oynuyorlar ve inşallah yarın sabah Asya'nın aslanları onlara bu çirkinliklerinin cezasını kesecek.
7) Enyeama'ya ve Belhadj'a üzüldüm. Maçları biraz da takımdaki eksik noktaları ucuz yollu, mümkünse bonservisi elinde futbolcularla kapatmayı kendisine şiar edinmiş Adnan Sezgin gibi izlediğimden, bu iki futbolcu açıkçası iz bıraktı bende. Ama Galatasaray'ın bu iki isimden herhangi birini transfer etmeyi düşüneceğini, düşünse dahi bunu becerebileceğini zannetmiyorum. Biz bilmeyiz, beyimiz Adnan(Ziya)giller bilir; sol bek diye ikinci Volkan Yaman, beşinci Orhan Ak olacağını bas bas bağıran Çağlar Birinci'yi, üzerine paralar, futbolcular saçarak alan ve seneye kaleyi Aykut ehliyetsizine emanet edecek olanlardan daha fazla anlamıyoruz ya bu isten!
8) O değil de Raymond Domenech, sen nasıl bir insan evladısın, onu bir de hele!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder