17 Eylül 2009 Perşembe

D-Smart Cok Smart

Turkiye'de markalarin bilinilirligi uzerine kafa yorar durur nedense iletisimciler, reklamcilar. Halbuki bilinilirlikten daha onemlisi, ey ahali, "merhumu nasil bilirdiniz?" degil mi ki? D-Smart'in ya da daha dogrusu Dogan Dijital Yayincilik midir, artik her ne karin agrisiysa iste o sirketin, yillardir yaptigi is ahlaksizliklari, izleyiciyi alenen aptal yerine koyma ve hayati ona zehretme gibi buyuk gunahlari sonunda yok olup gitmesini can-i gonulden diliyorum. Bu dilege en az bes on milyon insanin hic duraksamadan katilacagini tahmin ediyorum. Soyle bir iletisim ogrencisi cikip Turkiye'nin kisa markalar tarihi uzerine bir arastirma yapsa, mumkunati yok ki D-Smart'tan daha lanetle anilan baska bir markayi bulsun. Digiturk gibi baska tur alicengiz oyunlarinin pesinde kosmaktan hic yorulmayan bir firma bile D-Smart yuzunden melaike gibi kaliyor.

D-Smart disinda, Panathinaikos-Galatasaray macina dair soylenebilecek galiba yegane sey Galatasaray'in, sonuc almasini her halukarda bilen can sikici bir Avrupa takimina donusuyor olusu. Bugun dogruyu soylemek gerekirse parlak bir performans gostermedi Galatasaray, ne kolektif duzeyde ne de bireysel bazda. Savunmada Servet'in olmayisi, topla cikarken buyuk sikintilar yasatti - ki bu biraz tuhaf gelecek Servet'in topla yetenekleri goz onune alindiginda. Ama Servet'in ileri dogru delismen driplingleri Galatasaray'in topla cikislarinin onemli bir parcasi -. Onun ustune bir de Emre Gungor'un sakatligi eklenince defans kurgusu hepten bozuldu. Acikcasi Rijkaard'in Caner yerine Ugur tercihini garipsedim. Zaten girdigi andan oyunun son saniyesine kadar Ugur, sol tarafta, galiba alismamislik ve yon duygusunu kaybedis gibi nedenlerle surekli zamanlama hatali cikislar yapip durdu. Hucuma da pek destegi olmadi. Zaten bugunku macta Keita ve Sabri disinda oyunu iki yonuyle de oynamaya caba sarf eden oyuncu yoktu. Mustafa Sarp ile Mehmet Topal ne kadar gayretli ve caliskan oyuncular olsalar da Galatasaray'in oyun olarak bir ust kademeye cikabilmesi icin hucuma olan destekleri ve becerilerini artirmak zorundalar. Linderoth'un sakatligina da zaten en cok bu nedenle uzuluyorum. Ben Galatasaray yonetiminin yerinde olsam ara transfer doneminde Sercan ya da bir baska forvet oyuncusunun pesinde kosacagima tum konsantrasyonumu Nuri Sahin'in uzerinde yogunlastiririm. Teknik becerisi, oyunun yonunu hizli bir sekilde degistirebilmesi, savunma sezgisi, Avrupa kupalarinda oynayabilme durumu ve en onemlisi sol ayakli olusuyla Galatasaray'in bana kalirsa en cok ihtiyac duydugu oyuncu o.


Galatasaray'in karsisina ciddi bir rakip gelmesini aylardir bekleyip de oynanmis her maci bir sonrakinin umidiyle gecistirenler, herhalde bu Besiktas ve Panathinaikos maclarindan, hele de Galatasaray bu iki maci iyi oynamayarak gule oynaya kazandiktan sonra bu oyuna bir son vermeye karar vermislerdir. Ama yine de belli olmaz. Pazartesi aksami, Recep Tayyip Erdogan Stadi'nda Galatasaray'a ve onun ciddi bir rakiple oynamasini bekleyenlere gercek bir deneyim yasatmaya hazirlaniyordur belki de Yilmaz Vural, kimbilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder