13 Eylül 2009 Pazar

Toz Bezi 7 Eylül Stadından Bildiriyor...

7 eylül stadı neresi diyenler için; Turgutluspor'un (2. Lig 2. grup) maçlarını oynadığı ve ismini tahmin edildiği üzere ilçenin düşman işgalinden kurtulduğu tarihten alan takribi 4000 kişilik bir stad. Ortaokuldan beri Turgutluspor'un maçına gitmemiştim. Kasabama kesin dönüş yapınca, takım ne alemde bir görmek gerekti tabi :) Yok be sıkıntıdan gittim maça. Takım geçen hafta Göztepe deplasmanından puanla dönünce, rakip de İstanbulspor olunca değişiklik olacağını düşündüm ve hakkaten süper maç oldu.






Maç biletleri ; Açık 2,5 lira, kapalı 5. Kapalıdan aldım biletimi :) Ramazan ayı olmasına, havanın da kapalı olmasına rağmen açlıktan, yağmurdan korkmayan yaklaşık 2000-2500 kişi doldurmuştu stadı. Ben 15-20 dakika geç kaldım gerçi, maça girdiğimde bizimkiler 1-0 öndeydi ama yaklaşık 30-40 kişilik bir taraftar grubu "Yönetim istifa", "Bu takım bizim" sloganları atıyordu. Güzel manzaralı bir yere oturur oturmaz, yurdum insanı aydınlattı beni sağolsun. Bu genç irisi arkadaşlar maçlara önceki yıllarda bedava girerken, bu sene kulüp bedava bilet vermemiş, o yüzden protesto ediyorlarmış. Hayır 2,5 liralık biletin bile rantı dönüyor memlekette. Kadrodan bir futbolcuyu gözüm ısırdı, tribün milletinin insanlarına açtım ortayı: "Kaptan Koray mı ya, hala oynuyor mu?" dedim. Ben ilkokuldaydım Koray takımdaydı, sonrasında epeyce dolandı. "Kaptan'ın yaşına bakma, 40 yaşında ama canavar gibi oynuyor" diye cevap geldi anında. O zamanlar genç yetenekti, 1. ligde oynar diyorlardı ama kendini harcayanlar cemaatine dahil oldu. Ancak bu yaşına rağmen takımda en iyi top yapan oyuncu oydu, Yusuf'un ikinci lig versiyonu yani. ( Sol başta ayaktaki futbolcu) Rakip takımda da duran topları kullanan, takımı yöneten yaşlıca bir 5 numara vardı. Bu kim dedim; yine yanıtsız bırakmadı beni tribün cemaati; Erhan Namlı dediler. O da vardır bir 35 tahminim. O sırada Turgutluspor 2. gölü attı, golü atan bizim tribüne koştu. Saçları beyazlamış bir arkadaş ama bu çocuğu da bir yerden tanıyorum ben. O anda çıkaramadım (kalecinin önünde oturan) sonra hoparlör bağırdı, takımımızın ikinci golü : Mustafa Kocabey.


Mustafa Kocabey deyince tanımayan çıkar belki, yardımcı olalım ; namı diğer Papin Mustafa. Hakan Şükür'ün GS'ye ilk geldiği yıllarda partneriydi Hakan'ın. Kendisi, Türk futbol tarihinde lakap olarak yabancı bir futbolcunun ismiyle anılan iki futbolcudan biridir. (Diğeri ise tabii ki Şifo Mehmet) Futbolculuğu bende lakabı kadar iz bırakmadı. Hayal meyal bir Roma maçı hatırlarım 90'ların başında. GS kazanmış ama elenmiş, Papin Mustafa iki gol atmıştı. Çok özel goller olmasa da meraklısı için:

http://www.medyaspor.com/v02/Videos.aspx?CategoryID=8&VideoCategory=21&id=240&Page=6

(Yukarıdaki linkten girdiğiniz sitede pekçok eski maçın görüntüsü var, vakti olan izlesin. Bu malzemeyle, maç anlatımındaki değişimden, formaların evrimine farklı konularda spor tarihi üzerine makale yazılır zorlarsan:)

Papin ikinci yarıda da attı bir tane, 3-0'dan sonra bir yan toptan yedik, 3-1 bitti maç. İstanbulsporun yedek kulübesinden, siyahi bir yedek kaleci çıktı. Tribünden, Ali diye bağıranlara el sallayarak soyunma odasına gitti. Bu veteran vatandaş da eski Kamerunlu yeni Türk (pek yeni sayılmaz gerçi) Ali Uyanık, eski adıyla Allum Bucker.

Bunlar dışında, taraftar güzel çalımı, iyi şutu alkışladı, hakemin ters kararına tepki gösterdi. Sanırsın İngiltere'nin alt liglerinde oynanıyor maç. Takım iyi top yaptı, rahat kazandı. Ama veteranları ağarmış saçlarıyla izlemek yine de buruk bir tat bıraktı bende. Daha şu yaşımda yaşlı psikolojisine kapılmamın sebebi, sanırım futbolu takip etmeye küçük yaşta başlamam. Yoksa daha gencim, vallaha gencim.

1 yorum:

  1. mustafa kocabeyi herkes tanır çünkü yimpaş yozgatsporu süper lige çıkaran dahi üstelik o dönemde 2, l,gde gol kralı olmuştu .teşekkürler papin mustafa yozgatlılar sana çok minnttar yozgatlı seni unutmadı unutmatacak.

    YanıtlaSil