11 Mart 2009 Çarşamba

Taksim Stadı

Geçen dönem, bir derste, şehirlerin siyasi otorite tarafından ideolojik araç olarak kullanılmasıyla ilgili bir sunum hazırlamıştım. Siyasi iktidarın kamusal alanlarda kendini hissettirme amacıyla 19.yy'da askeri kışlaların şehrin merkezine taşındığından falan dem vurmuştum. Konuyu çok da derinlemesine bilmeyen öğrencilerin kullandığı bir sunum taktiği olarak, gelebilecek ters soruları bertaraf edebilmek amacıyla dikkatleri başka yöne çekecek orjinal resimlerin bulunduğu afilli bir de prezentasyon hazırlamak için geçtim bilgisayarın başına. Birkaç ilginç fotoğraf bulmaktı amacım. Ancak bu sefer ben ters tarafa yattım. Blogu açtığımdan beri de aklımdaydı kısmet bugüneymiş.

Taksim topçu kışlası'nın resmidir üstteki. Meydana bakan, bugün gezi parkının olduğu yerde kurulmuş topçu kışlası 1921-1939 arasında Taksim stadı olarak kullanılmış. Yıllarca orada burada bahsi geçen Taksim stadını, ben mal gibi İnönü stadının eski adı zannettiğim için; en azından taksimin göbeğinde stat olabileceğini aklım kesmediği için, fotoğrafı görünce şaşırmıştım. Aşağıdaki de stadın kapısı.



1923'te Romanya ile oynanan ilk milli maçımızı da bu statta oynamışız. (İlk milli maça çıktığımızda, henüz istiklal marşımız bestelenmemiş olduğu için ulusal marşların okunduğu seramonide "Katibim" şarkısını söylemişler, ulusal marş olarak, bence tercih son derece başarılı) Bu maçta, futbol tarihimizdeki ilk milli golümüzü de Zeki Rıza Sporel aşağıdaki gibi tavana asmış.


Stadın kapasitesi için "8000 kişilik" gibi bir rakam veriliyor ama bu rakam biraz göz kararı verilmiş gibi sanki. Biraz sıkıştırırsan alır herhalde. Nihayetinde locayla, koltukla uğraşmıyorlar, şanslı olanlar tabureye oturuyor, kalanı dolmuş usulü, kaç kişi girebilirse içeri. İşte aşağıdaki fotoğraf taksim stadının tribünlerinden. Kravatlı arkadaşın solundaki futbolcu yukarıdaki golün sahibi Zeki Rıza , sağındaki ise kaleci Şekip. Cezalı oldukları için maçı tribünde, seyircilerin arasında izliyorlar. Şaka lan şaka. Devre arasında dinleniyorlar, Zeki Rıza teri soğumasın diye pardösü almış üzerine, ellerindeki de limon. 10 Powerade +10 Isostar gücünde sporcu yiyeceği :)


Aslında Atam stadın üstünü kapatmayı düşünmüş ama Fevzi Çakmak izin vermemiş. Neyse tarihi çarpıtmayayım. Stadımız toprak olduğu ve eldeki koşullarla üzerini kapatmak mümkün olmadığı için aşağıdaki gibi durumlar ortaya çıkıyormuş.


Tahmin ettiğiniz üzere, ortada dolanan şemsiyeli arkadaş hakem.


Burada, çizgi üzerinde koşan pardösülü yan hakem (o zamandan beri duracakları yeri bilmiyorlar:) fotoğrafın sağ tarafında dikilen kasketli de orta hakem haliyle. Zeminin güzelliğinden bahsetmiyorum bile.

Burada da hakem karlı sahaya, kömür tozuyla çizilen saha çizgilerinin takibinde. Bu sahada Lincoln'ü oynatmak lazımmış aslında. Aşağıdaki fotoğraf da stadın son fotoğrafı. 1939'da dönemin belediye başkanı Lütfü Kırdar stadı yıktırıp, yerine gezi parkını yapıyor.

1 yorum:

  1. Merhaba,
    Bu bloga yeni kaydoldum. nasıl kullanılacağını da bilmiyorum. kusura bakmayın. Taksim stadı adlı yzıyı kim yazdıysa eline sağlık diyorum. Ben bu yazıdaki bir ayrıntıyı merak ediyor ve ilgileniyorum. kaynağını söylerseniz sevinirim. O da milli marş yerine "katibim" adlı türküyü okuduklarına dair. bunun kaynağı bana lazım. paylaşırsanız sevinirim.
    saygılarımla.
    fuatfidan@yahoo.com

    YanıtlaSil